ESKİLERİM

Çok seviyorum eski parçaları.

Bibloları,dantelleri,oyuncakları,fincanları,her ne varsa,hepsini.

Çoğu insan bunlardan kurtulmak istese de,evi dolduran gereksiz şeyler olarak görse de,benim için evi ev yapan,sıcaklık katan,en kıymetli şeyler,bu eskiler.

Fotoğraftaki kıymetliler;

Eski kitaplar ve minicik bir cam vazo

Annemin çocukluğundan kalma,teneke Melek Çiklet kutusu annemin dolabında duruyor şimdilik ama gözüm var :)   (bunun seveni,koleksiyoneri çoktur bu arada) 

Eski sandalyeler,nasıl seviyorum bunları.Beyaz ve kahverengi ikişer adet,toplamda dört tane var bende,annem ve babam buldu bunları bana ve tamirlerini de yaptırdı babam.Mümkün olsa da tüm evimin sandalyeleri bunlardan olsa.

İş Bankası kumbarası,tam bir klasik,benim çocukluğumdan kalma ve rahmetli anneannemin hediyesi.

Küçük oyuncak otobüs,babamın çocukluğundan kalma oyuncağı.Şimdi bir kurdele bağladım,Özgün de çekip,dolaştırıyor evde,dedesinin oyuncağı ile oynuyor.

Hacıyatmaz hanımefendi de annemden,onun salonunda duruyor ve evet,onda da gözüm var.

Küçük narin fincanlarım...

Beyazlar,anneannemden kalma (aslında çok eski değiller ama,anneannemin oldukları için ve çok zarif oldukları için,çok çok kıymetliler )

Yeşilleri de babaanem vermişti.

İkişer çift böyle süs oldu vitrinime,takımların diğer parçarı dolapta,muhafazada.

Minik kibar,dantel kırlent.Bu da rahmetli anneannemin elinden çıkma.Ben en çok bu tip,bu renkte danteli seviyorum.Bu tığ işinin ayrı bir adı var mıdır? Bilmiyorum.

Anneannem yaptığı işi,dikişi,tığ işini çok fazla özenle yaparmış,biraz takıntı boyutunda bir özenle ve intizamla.Bu takıntı bende de var,özellikle iş konusunda,kusursuz olsun diye döner dururum.Zaten annemden çok,rahmetli anneanneme benzediğimi düşünürüm çoğu zaman.

Bunlar da benim tarihimin eskileri :)

Bu kuru güller,eşimin ve ailesinin "isteme" ye geldikleri gün,getirdikleri güller ("isteme" lafı da ne kötü geldi şimdi bana )

Kuru halleri,yaşlı hissettirdi bana :)

Ve çok sevdiğim,şimdiki aklım olsa yine aynısını giyerdim dediğim gelinliğim.Taşsız,pulsuz,kabarık bir eteği yok ve bence çok zarif.

Şimdi dolabımda duruyor hala,bakalım Özgün büyüdüğünde ne diyecek?